Metro Bilet Makineleri Turkcelesti

1 Haziran'dan itibaren metro istasyonlarinda bulunan bilet alma makinalarinda artik Turkce menude hizmet vermeye basladi. Uzun zamandir hep aklimda olan bir soruydu neden Turkce olmaz ki diye. Artik bu sorum yanita kavusmus oldu.

Metro bilet makineleri 1 Haziran'a kadar sadece 6 dilde hizmetveriyordu (İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Japonca, İspanyolca ) bu tarihten itibaren dil destek sayisi 17'ye cikti ve bunlardan biriside Turkce oldu.

Simdi sirada diger kullanilan alanlarda Turkce dil desteginin gelmesi var diye dusunuyorum. Ornek verecek olursam hangi muze ya da galeriye giderseniz size o yeri tanitmak adina telefonlar veriliyor ve muze, tarihi alan veya galeriyi gezerken o telefondan ilgili yerin ne oldugunu dinleyebiliyorsunuz ancak bu guzel hizmette maalesef Turkce destegi yok. Bunun nedeni ne olabilir bilemiyorum ama belkide bizim Turk Devletimizin Kultur Bakanligi'nin duruma el atarak gerekli bu yerlerdeki anlatimlari Turkcelestirerek ilgili makamlara vermesi yeterli olabilecektir. Tabi bu sadece benim dusuncem bu konuda prosedur ne sekilde isliyor bilmiyorum ama dunya uzerinde Turkce'ninde cok konusulan bir dil oldugunu biliyorum.

Metrolardaki Turkce dil desteginden sonra yeni alanlarda da bu destegin verilecegini dusunmeye basladim, umarim bu biran once gerceklesir.

Londra Haber

Yeni Kesfim Cafe Boheme

Bu siralar is nedeniyle Turkiye'ye gidis gelislerimin coklugu ve islerimin asiri yogunlugu nedeniyle Londra merkeze cok fazla inemez olmustum.

2 gun once bir arkadasimin is nedeniyle Londra'da oldugunu ogrendigimde dun icin Londra merkezde bulusmak icin sozlestik. Normalde Londra'nin merkezi cok bana gore degildir cunku kalabalik yerine daha dingin ve sakin yasamayi seviyorum :) genellikle merkeze alisveris zamanlarinda ya da cesitli konser veya gosteriler oldugu zaman gitmeyi tercih ediyorum.

Dun aksam kendisiyle bulustuk ve ne yapacagimizi dusunurken Oxford Street, Leicester Square, Piccadily Circus seklinde gezerken aklima bir pub a gitmek geldi. Londra'da yasayan ve daha once gelmis olanlar bilirler Londra merkezde bir cok geleneksel pub mevcuttur, bende misafirimi degisiklik olmasi adina oyle bir yere goturmek istedim. Bu publardan begendigi birisine oturmak icin gezerken Old Comton Street'e kadar geldik ve burada Greek Street kismina donduk iste orada cok guzel bir yer kesfettim :)

Bu caddeyi daha cabuk bulmaniz veya hatirlamaniz icin soyle anlatabilirim Prince Edward Theatre bulundugu yer. Dedigim cafe&pub da tam Prince Edward Theatre karsisi, karsiliklilar yani. Bu yerin ismine gelecek olursam Cafe Boheme. Gercekten nezih ve guzel bir yer, eger sigara icmiyorsaniz ic mekaninda rahatlikla oturarak birseyler icerken guzel sohbetler yapabilirsiniz. Ben sigara icenlerden oldugum icin cafenin disinda tam kosesinde disariya cikarilmis masalardan birisine oturdum. Cafe Boheme'in ust katida restorant olarak kullaniliyor ve restoranta hemen bizim oturdugumuz masanin yanindan cikiliyordu. Iste biz oturmus sohbetimizi ederken birde baktim tanidik bir sima yanimda, onu gorur gormez aklima Last Chance Harvey filmi geldi (bugun Last Chance Harvey filmi Ingilterede gosterime girdi) neden diye soracak olursaniz cunku yanimda 2 bayanla birlikte Dustin Hoffman duruyordu ardindan onlar iceri girince Emma Thompson ve Richard Schiff geldiler, sanirim film ekibi olarak bir yemek duzenlenmisti. Ben biraz saskin ve sevincliydim bunun nedeni sanirim bir kac holywood unlusunu gormekti :)

Isin ilginc yani bu 3 unlu isimde yanlizdi yani koruma yoktu yanlarinda, ayni benim yurdumun unlu isimleri gibi yani :)

Neyse konumuzu dagitmiyayim evet eger Londra'da guzel bir yere gidip keyifli vakit gecirmek isterseniz Londra merkezde bulunan Greek Street'deki Prince Edward Theatre karsisindaki Cafe Boheme ugramanizi oneririm.

Son bir hatirlatma bu cadde de biraz fazla gay bar bulunmakta bu yuzden fazla sasirmamanizda fayda var :)